Günahın Sonucu Ne?
Biz Hıristiyanlar olarak tüm insanların günah işlediğine, hatta günahkar olduğuna inanırız(Rom.3:23, Matta 15:18-20). Günah sadece insanların yaşadığı şartlardan veya gördükleri örneklerden dolayı başlarına gelen bir şey değil. Tanrı bize sözü, Kutsal Kitap’ta, günahın içimizden, günahkar benliğimizden kaynaklandığını gösteriyor(Yakup 1:13-15). Nihai olarak biz kendi kararlarımızı verir, kendi seçimlerimizi yaparız ve en erken yaştan itibaren bencilliği ve itaatsizliği sergilemekteyiz. Kutsal ve adil olan Tanrı önünde bu durum nasıl bir sonuç doğurur? Eski Ahit’te Yeşaya peygamber şu açıklamayı yapar: “Suçlarınız sizi Tanrınız’dan ayırdı. Günahlarınızdan ötürü O’nun yüzünü göremez, sesinizi işittiremez oldunuz.”(59:2) İsa Mesih de, “İnsanoğlu, Babası’nın görkemi içinde melekleriyle gelecek ve herkese, yaptığının karşılığını verecektir” der(Matta 16:27). Tanrı, günah işleyenlere ceza verecek! Kutsal Kitap’ın başından sonuna kadar günahın cezasının ölüm olduğu yazılıdır, örneğin Romalılar 6:23’te “Günahın ücreti ölüm” diyor (ve daha birçok yerde- Yaratılış 2:16-17; Hezekiel 18:4; 2.Selanikliler 1:6-9 ve Vahiy 20:11-15). Bu ölüm cezasının üç yönü vardır:
1.Fiziksel Ölüm—günah yüzünden insan acı çekip hastalanır. Sonunda herkes ölür. Hepimiz fiziksel ölümün farkındayız.
2.Ruhsal Ölüm—günah yüzünden insan Tanrı’nın yaşamından yoksun kalırlar. Ruhsal alanda O’nun yakınlığını ve bereketlerini tadamaz.
3.Sonsuz Ölüm—Günah yüzünden insan bitmeyen bir cezaya mahkûmdur. Sonsuza kadar, Tanrı’dan uzak, korkunç ıstıraplar içinde kalacaktır. Sonsuz ölüm budur.
Günahtan Kurtulmanın Yolu Nedir?
İşte günahkâr insan son derece çetin ve tehlikeli bir durumla karşı karşıyadır. Bu durumdan kurtulmanın çaresi elbette kolay değildir. Duruma önce insanların bakışından bakarsak, kurtuluş yolu sevaptır. İnsan, Tanrı tarafından kabul edilebilmek için iyi olmaya çalışır. İyi olma çabasındaki insan hangi yollara başvurabilir? Özdenetim, dini yasalar, psikoloji, eğitim, meditasyon vs.. Bu durum karşısında İsa Mesih’in ilk inanlılarından Elçi Pavlus şunu kaydetti: “İçimde, yani benliğimde iyi bir şey bulunmadığını biliyorum. İçimde iyiyi yapmaya istek var, ama güç yok. İstediğim iyi şeyi yapmıyorum, istemediğim kötü şeyi yapıyorum”(Romalılar 7:18-19). Dürüst bir insan buradaki gerçeği hayat tecrübesinden de öğrenmiş olmalıdır. Bir insan tamamen iyi olmak niyetinde olabilir. Fakat insanın iradesi zayıf, tamamen iyi olabilecek kadar güçlü değildir.
“Yasa’nın gereklerini yapmakla hiç kimse Tanrı katında aklanmayacaktır. Çünkü Yasa sayesinde günahın bilincine varılır.” (İncil’de Romalılar 3:20)
Bir bardak soğuk, kaynak suya küçücük damla pis su karışsa bile o temiz su büsbütün kirleniyor. İçilmez hale gelir. İçine taze limon ve şeker katarak limonata yapmaya çalışsak ta temizlenmez, yine kirli ve zararlı. Ya da katil bir hırsızı düşünün. “Hâkim bey bana acı, ben çok pişmanım, ne olur beni serbest bırak” derse, duş alıp tıraş olsa, takım elbise giyse, hâkim onu suçsuz bulur mu? İşte iyi olmakla Tanrı katında aklanmaya çalışan bizlerin çabaları bunlara benzer. Dini görevler ve iyi niyetler kirliliğimizi ve suçluluğumuzu ortadan kaldıramaz!
Kutsal Kitap’a göre..
- Hepimiz günah işledik…
- Günah derin bir meseledir: Yüreklerimizdedir…
- Günah yüzünden Tanrı’nın gözünde kirliyiz, suçluyuz…
- İyi olmaya çalışmakla günah problemimiz çözülemez…
- Dindar da olsak, günahkârlıktan kurtulamayız…